3 Mart 2011 Perşembe

bülbülüm altın gibi gösterilen metal kafeste, oysa uçmak yakışırdı bir çiçeğe

bir sakin esinti olarak çıktı yola bu rüzgar...

zaman zaman katılıp diğer dalgalara dev firtınalar oluşturdu,

zaman zaman bir soluk kadar güçsüzleşip tekrar can buldu.

esmekti amacı gidebildiği, girebildiği yere kadar

önüne örülen her duvar ya terbiye etti onu ya kızgınlığını artırdı..

durmamalıydı, zira esinti esmekle var olurdu

kalmamalıydı, kalırsa yok olurdu,

ellerinin arasınındaki güvercini bırakmamalıydı

rüzgara salmaya saçlarını devam etmesine izin verilmeliydi

ve kısacık kestiği saçları dimdik kafasına ve beynine batmamalıydı her aynanın önünden geçişinde...

bir küçük esinti, önüne katıp götürebileceğinden fazlasının arkasına geçemeliydi...

esmeliydi küçük denizlerin üzerinde,

dokunmalıydı küçücük esmer martı gözlerine

atılan bir parça simidi yüklenip sırtına tüm denizi gezdşrmeliydi martılara...

kim ki onu gördü hayran oldu hemen ona sahip olmak istedi..

oysa bilselerdi ki ...

1 yorum:

esranur dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.