
sana dün Y302'den baktım Aziz İstanbul, çıkarmamışsın yeşilleri henüz ve sarılar ve griler içindesin yine... sessizliği dinledik ve sessizlikte konuştuk yine. baktım da şöyle bir; yorgun görünüyorsun. neden? üzerinde taşıyamayacağın yükler mi var? herkesin hayallerinde ve hep en öndesin. kendinden uzaklaştığın oluyor mu hiç? se de sanki başkaları çin yaşıyormuşsun hissine kapılıyor musun bazen. sallama ağaçlarını mahzun mahzun evet der gibi ve ağlama sakın. bugün buna dayanamam.
özeniyorum sana ne güzel sessiz kalbiliyorsun. sükut ile karşılayabiliyorsun. ben daha büyümeliyim İstanbul. döküyorum içimi ansızın çocuk gibi ve utanıyorum sırrımı ifşa ettiğiğm için.
senle yalnız kalmak çok huzur verici ama bu sefer sadece üstünü örtüyorsun hüznün. şu an için bu huzur.biliyorum sonra yine kaplayacak diğerleri her yanımı. bugün ben seni dinliyorum İstanbul, anlat! istiyorsan eğer. yüzme bilmiyorum ve bu sefer çalkantılar o kadar kuvvetli ki boğulmamak için bir limana ihtiyacım var. en iyisi şehri dinlemek.
kağıtarkasındaunutulangillerden bir birey...
bu da tarihsiz..
tesadüf olmasa gerek bir tarihinin olmaması...
ne kadar aynı şeyleri yaşıyoruz zaman zaman...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder