9 Temmuz 2010 Cuma

özensiz özgünlüğün özgürlüğüyle..


Free writting
Uzun bir aradan sonra tekrar sıdıka hanımda bismillah
Vay be ne sular aktı.
Neler gördük geçirdik dört sene boyunca, kimler geldi geçti hayatlarımızdan.
Hayat neler kattı, neler aldı götürdü bizden.
İstanbul.
Kitaplar, romanlar,uçuşan karakterler Vefa’da sohbetler Süleymaniye’de resimler…. Vay be
Hatırlanamayacak kadar çok yaşanmışlık yığıldı.
Kim bilebilirdi bugün bu noktaya gelebileceğimizi?
Ve bitişler…
Ardımızca gelen, bitirişler
Ve başlayışlar muğlak ki içinden çıkılmaz halde.
Bir yığın…
Evet, elde kalan bir yığın,
zaman zaman enkaz, zaman zaman maden dağın
ve ben
ben kimsenin tahmin edemeyeceği bir eşikteyim.
Ve kimse bilmeyecek neden
Gerisini kimse bilmedi, ilerisini kimse görmeyecek
Öyle bir yerdeyim ki sanki yok olmak üzereyim ya da ben olmak

Ve yaşamayı öğretir hayat insana
Aciz küçük efendiye çırpınmayı öğretir
Sonra atıverir seni senin kucağına
Elinde bir parça senle kalırsın ortada

Başka kim anlatabilir hayatı bir derin ahh kadar
Ve başka kim anlayabilir sözsüz sultanları sokaklar kadar
Girift bir bilmecede körce ilerlersin ışığın kadar
Ve karanlıklar efendisi korkar ışığını kaybetmekten
Bir anlamda gizlidir hakikat ve bir ahh’da hayat.

Tükeniyoruz, tüketiliyoruz tüketmediğimiz kadar.

09.07.10
22:47
Yurt- yemekhane

Hiç yorum yok: