15 Eylül 2008 Pazartesi

YOLLAR!...


Yollar benim tefekkürüm,

uzayıp giden, kıvrılan

hem ayırıp hem kavuşturan yollar

yollar ve sessizlik...

düşün düşünebildiğin kadar.

aslında hep oldukları yerde hareketsiz dururlar

ve işlerini hakkıyla yaparlar.

hiç kimse onları yolundan döndüremez,

her engeli aşarlar.

bazısı bir dağı tam ortasından oyar,

bazısı nehirlerin, denizlerin üstünden geçer.

bneim memleketimde yollar altın sarısı bozkırların, ovaların içinde uzaar da uzar,

bazen kenarında eskş bir çeşme görürsün

ve üzerine sinmiş onca anıyı düşünürsün

yolların çeşmelerinden suyla birlikte hasret akar

ve içenin içini yakar,

Avanos 38

Nevşehir 54

Aksaray 126

güneş denen nimet karşıda sonsuz parıltı...

üzüm bağları...

yeşeren yeni yapraklarıyla yorucu kışın ardından yaza hazırlanan üzüm bağları,

her tarafta engin kayalıklar

babam güneşle güreşte

"Garipçe" bir yerden geçiyoruz,

içimizden Rabbi yessir okuyoruz.

bir büyük işaretten, başka bir işarete sürüyor yolculuğumuz..

Rahmna'ın yüceliğini heybetiyle haykıran Erciyes,Hasan Dağı'na emanet ediyor bizi.

ben artık telefon direklerini saymıyorum,

kesik çizgileri takip etmeyi bırakalı da çok oldu.

şimdi ayrı bir gözle seyrediyorum yolları...

biliyorum ki yolların bize anlatacağı çok şey var.

biliyorum ve

kapatıp gözlerimi dinliyorum.

20.04.08

17.10

Kayseri'den Aksaray'aHer zamanki yerim sağ arka koltulta

Hiç yorum yok: