14 Haziran 2011 Salı

el-veda!

hoşçakal mutlu, mesut, bahtiyar.
yaprak dökümü mevsimindeyiz bütün güzel şeyler gibi sen de bu mevsimde bu şehirde bitmelisin
gençliğe dair bir güzel anı olarak kalmalısın sen de,
değil mi hak ediyorsun bu kadarını,
sen de sarıp sarmalayıp kaldırdığım iç yangınlarıma eklenmelisin.
yeni beldenin soğuk gecelerinde tavanarasındantaşanlar grubuyla ısıtmalısın içimi.
mutlu mesut ve bahtiyar kelimeleri gibi sen de mazi olmalısın ki ben seni hatırlayabilmeliyim.
bir esinti vardı bir zamanlar diyebilmeliyim.

bu sefer de kötüler kazansın...


30 tane hüzünlü şarkıyı ardarda dinleyebilirim,
sorun yok acımaz canım daha fazla.
...
ne yar, ne ana, ne güzel bir söz ve ne de şehir
sadece günler geçsin ve gitsin
eğilmesin salkım söğüt, pencereden kar gelmesin
varsın köşede bir lahza kalmasın
bir sabaha daha açılmasın gözlerim bu halde
...

bundan sonra konuşan aptal olsun,
ağlayan aptal olsun,
çikolata isteyen aptal olsun,
...
şimdi, ne yana baksam yapraklar dökülüyor,
ne desem bir çiçek ölüyor
acıklıydı son sahne, hoyratça, vahşice, edepsizce yaşandı tüm çıplaklığıyla

ve bitti film.



2 Haziran 2011 Perşembe

bir kere daha...


bir kere daha kırdın... bir kere daha... bir kere daha... bir kere daha... bir kere daha ve bir kere daha kırdın...


11 Mayıs 2011 Çarşamba


San'at güneşimizi nakzediyorum affıma sığınarak ve tavrımı affediyorum merhametime sığınarak;


"gökyüzünde ytalnız gezen yıldızlar

yeryüzünde sizin kadar yalnızım" demiş üstad, oysa efendim değil mi ki dikkatli bir nazar ile uzun uzun bakınca görünmeyen saklı küçük yıldızlar teker teker zuhur etmeye başlar. halbuki biz alem-i beşer böyle miyiz? daha bir mercek altında bakılınca hayatlarımıza daha bir yalnız olduğumuz aşikar olmaz mı?


:) gülücükler :)

“Bu aşk burada biter

İyi günler sevgilim,

Ve ben çekip giderim,

Bir nehir akıp gider.”

Anladım ki tutunmaya çalışmaya gerek yok.

Bırakılıyorsak bırakmalıyız anladım.

Duruşumuz onurluydu, gidişimiz asil olmalı (!)

Peki ya gitmek istemeyişimiz?

Peki ya iç yangınlarımız, iç özlemlerimiz, iç hayallerimiz?

Peki ya içimiz?

Sükûtu ve rızayı öğretmeliyiz ona

Şimdi ona bunlar lazım gelir.

Papatyaların koparıldığı mevsimde huzur aranmaz,

Çiçeklere basanlardan şefkat umulmaz

Ve

Ömrünü nefsinin eline verene ömür teslim edilmez!

Anlamalı, kabullenmeli ve susmalısın.

Durmalı ve bakmalısın.

Seyretmelisin Hira’da gibi,

Beklemelisin zindanda gibi,

Sabrı elden, dilden ve gönülden bırakmamalısın Eyyüb gibi,

Ve ilerlemelisin İbrahim gibi,

İbrahimî olmalı ilerleyişin, vazgeçişin, kurban edişin

Ve bir emin belde bulana kadar gönlün dua etmelisin

Çölde unutulmuş yalnız bir çocuk gibi.

10 Mayıs 2011 Salı

Allah kuluna yeter, değil mi Allah'ım

elimi hiç bırakmayacaksın değil mi

sabrımı artırıp beni destekleyeceksin değil mi

tek sahibim, tek dostum sensin

ve ben seni bırakmadıkça sen beni bırakmayacaksın değil mi

28 Nisan 2011 Perşembe

degmen benim gamlı yaslı gönlüme ben bir selvi boylu yardan ayrıldım.