9 Kasım 2010 Salı

şımartıldığım günlerdeki gibi...

ve hayat yola getirir seni dik kafalı küçük aptal

kırar kolunu kanadını, sakat, yara bere içinde bırakır her tarafını ama amacına ulaşır bir şekilde.

kendini bişey sanmamayı öğretir suratına vura vura.

bunun her vesilesinden tüm zerrelerinle tiksinmen bişey ifade etmez

ya da hayran hayran yaşamanın bir önemi yoktur aslında

ve

en zor öğrenileni de öğretir.

sevdiklerinden bir şey beklememeyi 

direnirsen öğrenmemeye her seferinde şoku yersin deney fareleri gibi.

annen olsa sanki kurtarıverecekmiş gibi seni

kafamızdaki en ideal kurtarıcı ve sevgi profili mi anne?

hayatın elinden anneme sığınmak istiyorum. 

her zaman küçük kızı olarak kalacağımı bilmek iyi bir teselli.

bakımsız saçlarımı şefkatli ellerinin okşamaya her daim hazır oluşu iyi bir teselli.

en ihtiyacın olduğu anlarda hiç yanında olamadıysa da senin için hazır olduğunu bilmek iyi bir teselli.

bir anneye sahip olmak hayata karşı iyi bir teselli.

ve ben şimdi annemi çok özlüyorum.

keşke kapatıp gözlerimi küçük yaramaz günlerime dönsem, şımartıldığım zamanlardaki gibi geri geri gidip otursam babamın kucağına ya da anneme hızlıca koşup sarılıversem keşke.