29 Ekim 2010 Cuma

her durumda kaybeden biziz

bir umuttu fakirin ekmeği yine

ve yine aç kalmıştı

bu demekti ki bir gece daha uyumayacaktı.

fakirlik ya işte eller yine boş döndü.

hevesler yine kursakta kaldı.

ışığı söndü gözlerin

vs

vs

geriye yığınla bıkkınlık kaldı. bu yaşta bu kadarı fazlaydı belki ama ne yazası geliyor insanın ne susası. bir derin ahh bile çekmek istemez gayrı. biliyorum ki o da yalan. ve şu gerçek ki giden bizden gidiyor ve her durumda kaybeden biziz, her durumda kandırılan, ağlatılan ve sonunda kaybeden biziz. belki hak etmiyoruz bu kadarını ve fakat bilmiyoruz da ne yapacağımızı. yaşamaksa anlamsız olabileceği kadar anlamsız bu günlerde. koptuğumuz için asıl kaynaklarımızdan. bağlarımızı kopardığımız için çürüdü köklerimiz. çare benim. tek çözüm benim. biliyorum bu işi ben çözeceğim. ya kaçıp dağlara alıp başımı giderek. ya saklanıp yastığımın ardına yok olmayı bekleyerek. ya çıldırmışca gerçekleri haykırarak ya da sadece susarak insanların yüzlerine bakarak. bilmiyorum ne yapacağımı nasıl yapacağımı. tek gücüm zayıflıktan çökmek üzere olan iradem.bir çözüm bulmalı onu canlandırmak için. saatlere, günlere, gecelere direnmeli, kendime direnmeli...

26 Ekim 2010 Salı

mutlu kadınlar ya akıllı kadınlardır ya da şansı yaver gidenler.

19 Ekim 2010 Salı

saçmalıklar kumpanyası...


tamam ilgilenmeyin benimle

görmezden gelin beni, varlığımı yok sayın

bakışlarımın gülüşlerimin, çıkışlarımın, düşüşlerimin farkında olmayın

ve yanınızda dururken gidişlerimin

kaçışlarımın farkında olmayın

bir yerlere sahip olmamak ya da layık omamak değil canı yakan

tercih edildiğim şeylerin süfliliği

bir aptal dizi, bir aptal web sitesi ya da bir aptal telefon oyunu

size bunlardan vakit kalmaması, bunlardan daha az değerliymişsiniz hissi uyandırıyor

ilgilenmeyin benimle

ve ölçmeye çalışmayın açılan mesafeleri

bilmiyormuş gibi sormayın  nedenleri

merak etmeyin sebepleri

 ve sakın benimle ilgilenmeyin

daha ciddi işlerim var benim

 ama yine de küçük bir kızım ve sizleri özleyebilirim

12 Ekim 2010 Salı


...
ve yine bir ekim...
tekim kitaplarımın arasında
şehrin, yüzlerin ve gözlerin arasında tekim...
gelgitler, gülücükler ve gözyaşları
yalnızlığımın tek arkadaşları
hiç değişmedi ekimler
sarılar, kahverengiler, yeşiller
artık uzaklarda deniz
turşular, salçalar, kurular
kurulanlar, karılanlar ve kırılanlar
hiç değişmedi...

6 Ekim 2010 Çarşamba

insan olmak nasip meselesidir...
başka da bişey demiyorum.